Edebiyat terimi olarak Sanat: Bir duygunun, bir tasarımın, bir düşünce ya da güzelliğin biçimlendirilip anlatımında kullanılan yöntemlerin tümü, bu yöntemlerle erişilen yaratıcılık.
Sanat terimi olarak Sanat: 1- Belli kalıplar içine konulamayan ve estetik olan insan duygularının dışa vurumudur. İnsanların, tabiat karşısındaki duygu ve düşüncelerini çizgi, renk, biçim, ses, söz ve ritm gibi unsurlarla güzel ve etkili bir biçimde ve kişisel bir üslûpla ifade etme çabasından doğan ruhsal bir faaliyettir.
2- İnsanoğlunun ortaya çıkardığı yapıtlarda, güzellik ülküsünün ifadesi. Doyurucu estetik yaşantılar oluşturmak amacıyla dürtüler oluşturma becerisi.
2- İnsanoğlunun ortaya çıkardığı yapıtlarda, güzellik ülküsünün ifadesi. Doyurucu estetik yaşantılar oluşturmak amacıyla dürtüler oluşturma becerisi.
Dil ve Anlatım terimi olarak Sanat: Bir duygu, tasarı, güzellik vb. nin anlatımında kullanılan yöntemlerin tamamı veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan benzersiz ürünler.
Sosyal Bilgiler terimi olarak Sanat: 1. Bir duygunun, bir tasarının ya da özelliğin anlatımında kullanılan yöntemlerin tümü.
2. Bir şey yapmada gösterilen ustalık, hüner beceri, yetenek.
2. Bir şey yapmada gösterilen ustalık, hüner beceri, yetenek.
Müzik-Dans terimi olarak Sanat: İnsanda estetik duyguyu heyecana getirecek eserler meydana getirme işi.
Turizm ve Otelcilik terimi olarak Sanat: Bir duygunun, tasarının ya da güzelliğin anlatımında kullanılan yöntemlerin tümü ya da bu anlatım sonucu ortaya çıkan üstün yaratıcılık.
Genel Türkçe terimi olarak Sanat: İnsanoğlunun kurguladığı yapıtlarda güzellik ülküsünün ifadesidir. Doyurucu estetik yaşantılar oluşturmak amacıyla dürtüler meydana getirme becerisi.
Benzer Genel Türkçe Terimleri:
- Katıksız 1- Katığı olmayan, yavan. 2- Yabancı bir şeyle karışmamış. 3-
- Zanaat İnsanların maddeye dayanan gereksinimlerini karşılamak için yapılan, ö
- Besbelli 1. Açık, apaçık, çok belli. 2. (zarf) Anlaşıldığına göre, anlaşılı
- Hare 1. Bazı nesne, canlı, göz vb.nde dalgalanır gibi görünen parlak çizgil
- İffet 1- Ahlak kurallarına bağlılık. 2- Namus.
- Münafık 1- Ara bozan, bölücü, karıştırıcı. 2- İnanmadığı hâlde inanıyormuş
- Sempozyum Belli bir konuda konuşmacıların katılımıyla düzenlenen bilimsel ağırlı
- Tavaf 1- Bir şeyin çevresini dolaşma veya kutsal bir yeri ziyaret etine.
- Organizasyon Herhangi bir durumu önceden planlayarak uygulamak.
- Payanda Destek, yükü karışlamak üzere eklenmiş duvar parçası.