Tarih terimi olarak Ağa: Kapıkulu Ocakları'nın yüksek rütbeli subayları ile sarayda hizmetli subay ve hadımlara verilen unvan.
Osmanlıca terimi olarak Ağa: Eskiden yüksek mevki sahipleri hakkında kullanılan bir tabirdi. Bilhassa Tanzimat'tan önceki terminolojide "ağalık" oldukça önemliydi. Yeniçeri ocağı zabitlerine genellikle ağa denilirdi. Sonraları, ağa kelimesi, okuması yazması olmayan kişiler için kullanılmaya başlandı. Yakın zamanda da, ağa, bir yandan ululuk, fazilet sahipliği gibi kelimeleri ifade ederken bir yandan da sertlik, çalım, böbürlenme gibi kelimeler karşılığında kullanılmaya başlandı. Ağa, terim olarak, Osmanlı saray, devlet, ordu ve taşra gibi teşkilatlarında sürekli olarak kullanıldı. Bunlara yeri geldikçe değinilecektir.
Yöresel-Bölgesel terimi olarak Ağa: Ağabeyi, gada (Erzurum, Sivas)
Benzer Yöresel-Bölgesel Terimleri:
- Emsiz Beceriksiz (Sivas)
- Cırbağa Cılız, çelimsiz (Erzurum)
- Bıçık Vadi, dar geçit (Sivas)
- Teşt Leğen, yıkanma kabı (Erzurum)
- Takatuka Kesme şekeri kırmak için kullanılan kütüklü kutu (Erzurum)
- Galek Boynuz (Sivas)
- Gıran Salgın hastalık (Sivas)
- Kalem Lahana (Sivas)
- Galah Tezek yığını (Erzurum)
- Zıypmak Kaymak (Sivas)