Amasya İli
Orta Karadeniz bölümünde, Yeşilırmak'ın orta çığırında il. Kuzeyde Samsun, öteki yönlerde de Tokat, Yozgat ve Çorum illeri arasında kalır. Türkiye'nin alan bakımından küçük illerinden biridir. Kuzey Anadolu dağları, Orta Karadeniz bölümünde, kıyının doğu ve batısında olduğu gibi yüksek ve sürekli sıralar meydana getirmez. Bu nedenle arazi, orta yükseklikte tepelerden, Yeşilırmak ve kollarının yer yer dik yamaçlarla yardığı vadilerden (bu vadilerde alüvyon tabanlı ovalarla bunları ayıran boğazlar birbirini izler) ve ovalardan (başlıcaları Suluova ve Merzifon ovası) oluşur. İlin en yüksek doruğu, Amasya ile Lâdik arasında 2.062 m. yükseklikteki Akdağ'dır. Karadeniz iklimi, Amasya ilinde bir dereceye kadar karasal bir nitelik kazanır. Amasya'da yılın en sıcak ve en soğuk aylarının ortalaması 23.5° ve 2.5°'dir. Orta Karadeniz'in kıyı kesiminde bile zaten azalmış olan yıllık yağış tutarları burada daha da düşer (Amasya'da 400 mm.). Bu iklim koşullarının sonucu olarak ormanlar Karadeniz'in öteki bölümlerinde olduğu kadar geniş değildir. Ekonomide madencilik ve sanayinin yeri önemsizdir. Şeker fabrikası, birkaç un ve kiremit fabrikası, el tezgâhları, tamirhaneler, meyve ve sebze suyu yapımevleri vardır. Tarım ve hayvancılık bakımından da, örneğin Karadeniz'in öteki illeri kadar ileri değildir. Ancak Et ve Balık Kurumu'na ait tesislerin yapılması, hayvancılığı bir ölçüde özendirmiştir. Başlıca ürünler, şekerpancarı, kenevir, tütün, tahıl, baklagiller, sebze ve meyvedir. Samsun-Sıvas demiryolu ve ilden geçen çeşitli karayolları ulaşımı sağlar. Bu bakımdan en büyük avantajı Samsun'a demir ve karayoluyla bağlı ve yakın bulunmasıdır. (Amasya - Samsun karayolu 128 km.). Çok eski bir tarihe sahip olan il merkezi Amasya, Yeşilırmak vadisinde, verimli meyve ve sebze bahçeleriyle ün yapmış vadi tabanlarını ayıran bir boğazda kurulmuştur. İlk Çağ'ın tanınmış tarihçisi Strabon bu kentte doğmuştu. Adının, kurucusu olan Amasis'ten geldiği sanılmaktadır. Yıldırım Bayezit döneminde Osmanlı Devleti topraklarına katılıncaya kadar çok el değiştirdi, bir ara Pontus krallarına merkezlik yaptı. Bu uzun geçmişi nedeniyle kent, özellikle Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait birçok anıtlar ve daha eski yüzyıllara ait kalıntılar taşır (kale, kral mezarları vb.).