Ermeniler Kimdir?
Alpin ve Nordik ırkları karışımı halk topluluğu. Ermeniler, kendileri için "Hay" adını kullanır ve yaşadıkları bölgeye de "Hayastan" derlerdi. Bölge, İran'dan Anadolu'ya geçişi sağlayan yaylaydı. Bölgenin bilinen en eski sakinleri Urartulardır. Aksini savunanlar olmakla birlikte, bölgeye İ.Ö. 7. yüzyılda gelmiş olan Ermeniler ile Urartular arasında herhangi bir ilişki kurulamamıştır. Ermenilerin bu bölgeye kısmen Kafkaslar'dan, kısmen de Batı'dan Balkanlar'ı ve Anadolu'yu geçerek geldikleri sanılmaktadır. Ermenice, Yunan ve İran dillerindeki özelliklere sahip bir dildir. Dinsel bir görüşe göre de Ermeniler, Sincan'dan gelmiş olan Yafes soyuna bağlıdırlar. Ermenilerin ilk kralı olarak "Hayk" kabul edilir. Urartu Devleti'nin yıkılışından sonra, bölgeyi ele geçirip dillerini yerli halka benimsetmeye çalışmışlardır. İ.Ö. 7. yüzyıl sonlarından İ.S. 1064'teki Selçuklu akınlarına kadar Ermeniler çeşitli büyük imparatorlukların, devletlerin korumasında zayıf krallıklar, eyalet, genel valilik biçiminde yönetildiler. Sözü geçen dönem boyunca Ermeniler Asur İmparatorluğu, Med İmparatorluğu, Pers İmparatorluğu ve Büyük İskender'e bağlı olarak yaşadılar. İ.Ö. 334'te İskender, Ermenilerin yaşadığı bölgeyi fethedince burayı bir vilayet hâline getirdi. Vilayet, İskender tarafından atanan bir "satrap" tarafından yönetiliyordu. İ.Ö. 322'de satraplık bir Ermeni sülalesine geçti. Bunlara "kral" unvanı verildi. İ.Ö. 215-190 arasında Ermeniler, Selefkilerin egemenliği altında yaşadılar. İ.S. 1 yılında Sezar, Ermeni Krallığı'nı ortadan kaldırarak bu bölgeyi Roma İmparatorluğu'nun içine aldı. 301 yılında Ermeniler, Hristiyanlığı kabul ettiler. 386'da Sasanîler ve Romalılar anlaşarak Ermeni topraklarını aralarında bölüştüler. 429'a kadar Doğu Ermenistan tamamen Sasanîlere bağlı kaldı. Ermeniler 325'te İznik'te toplanan, bütün Hristiyanlığın temsil edildiği ruhanî meclise katıldılar. Bu tarihten sonra kilise, Bizans ve Süryani kültürüne bağlı olarak Ermeniler üzerinde etkili oldu. Siyaset işleri ise "naharak" denilen feodal beyler tarafından yürütüldü. İranlılar 485'te Ermenilere özerklik vermeyi kabul etti. 636'dan başlayarak İslâm akınları sonucu Araplar, Ermenilerden önemli bazı toprak parçalarını aldılar. Araplar döneminde Ermeniler genel valiler tarafından yönetildi. Abbasîler döneminde de özerklik elde ettiler. Bu dönemde dört ayrı Ermeni krallığı vardı (885-1064). Bunlardan biri Bizans, diğerleriyse Selçuklular tarafından ortadan kaldırıldı. Selçuklu-Bizans mücadelesi sonunda Ermenilerden büyük bir kesimi bölgeden ayrılarak Kilikya'ya yerleşti. 1080'de Ermeniler, Kilikya'da bir beylik kurdular. 1198'de Haçlılar, beyliğe krallık tacı verdi. Kilikya Ermeni Krallığı 1375'e kadar sürdü. Osmanlılar döneminde Ermeniler imparatorluğun, devlete en bağlı, en önde gelen ve hatta ayrıcalıklı reayası idiler. Nitekim 1400'de Timur ordularına karşı Sıvas kalesini savunanların çoğu Ermeni idi. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'un Topkapı, Kumkapı, Edirnekapı gibi en stratejik yerlerine Ermenileri yerleştirdi, onlara birçok haklar ve ayrıcalıklar tanıdı. Fatih, "Ovakim" adlı bir din adamını Ermeni cemaatinin patriği ilân etti. Bu konudaki ferman, günümüzde Kumkapı Ermeni Patrikhanesi'nde saklıdır. Bu arada Anadolu'dan çok sayıda Ermeni İstanbul'a göç ederek yerleşiyordu. Van ve Gürcistan'ın fethi sırasında da buralardan birçok usta ve sanatkâr Ermeni İstanbul'a getirildi. Anadolu'dan İstanbul'a gelen Ermeniler işçi, kalfa, usta ve mimar olarak kervansaray, medrese, saray, cami, hamam inşaatında çalışarak şehrin imarına büyük ölçüde katkıda bulunmuşlardır. 1681'de İstanbul'da yaşayan Ermenilerin sayısı 90 bini bulmuştu. 18. yüzyılın başlarında Kafkasya'daki Ermeniler, David Bey'in önderliğinde "Karabağ Melikleri" adında bir beylik kurdular. Bu beylik, İran-Osmanlı anlaşmazlıklarından yararlanarak Osmanlılara karşı savaştı. Bu arada Ruslar, İran'da Ermenilerin yaşadığı bölgeyi kendi topraklarına katmış, ancak burada bir Ermeni devletinin kurulmasına izin vermemişti. Osmanlı İmparatorluğu, 1860'ta Ermeni cemaatine birtakım hak ve ayrıcalıklar tanıdı. Türkiye Ermenileri, imparatorluğa bağlı olarak yaşamlarını sürdürdüler. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'ndan sonra durum değişti. Batıda, özellikle Kafkas kökenli Ermeni aydınlarından oluşan iki siyasî parti (Taşnaktsutyun ve Hınçaktsutyun) kuruldu. Bu partilerin amacı bağımsız bir Ermenistan devleti kurmaktı. Osmanlı İmparatorluğu içinde değişik milliyetlerde gelişen uluslaşma ve bağımsızlaşma hareketlerinden de esinlenen bu partiler, silâhlı eylemlerle Osmanlı hükümetini sıkıştırmak, büyük devletlerin dayatmasıyla ödünler koparmak biçiminde bir taktik izliyorlardı. Gerçekte Ermeni kitleler içinde güçlü bir destek bulamadıkları gibi, onların gerçek ihtiyaçlarına da cevap vermekten uzak, terörist (o zamanın deyimiyle komitacı) gruplar olmaktan öteye gidemediler. Ermeniler arasında yaygınlaşan bağımsızlıkçı eğilimler, komitacıların da eylemleriyle birlikte, Osmanlı hükümeti için 1890'lardan başlayarak sorun hâline geldi. Anadolu'da yer yer olaylar baş gösterdi. I. Dünya Savaşı'nın özgün koşulları içinde, askerî güvenlik ve ekonomik kaygılarla Anadolu Ermenileri tehcir edildi. Millî Mücadele sırasında özellikle işgal altındaki Antep'te Ermenilerin son tutunma çabaları da boşa çıkarıldı ve Rus sınırında kurulmuş olan kısa ömürlü Taşnak yönetimli Ermeni Devleti de yerini Sovyet Ermenistanı'na bıraktı. 1991'de bağımsızlığını ilân etti. Günümüzde Ermeniler, Türkiye (İstanbul) dışında özellikle Lübnan, Fransa ve Amerika'da yoğundurlar.