Edebiyat terimi olarak Fesahat: Sözün ses ve anlam kusurlarından kurtarılması yolları. İfadenin kusurlardan uzak bulunması hali fasîh'tir. Sözün söylenişi ve işitilişi tatlı olmalı, anlaşılmasında güçlük çekilmemelidir. Divan edebiyatında fesahat, kelimede fesahat, kelâmda fesahat diye ikiye ayrılır:
1. Kelimede fesahat: Aynı veya yakın mahreçten çıkan harflerin bir kelimede toplanmamasına (tenâfür-I hurûf), (er kalkılınca); kelimeleri meydana getiren harflerin kaynaşmasında telaffuz zorluğu olmamasına (mütenâfir) (ör. tartırttı); anlamı herkes tarafından bilinmeyen kelimelere yer vermemeye (garâbet), kelimeyi vezne uydurmak için şeklini değiştirmemeye, çok anlamlı bir kelimeyi meşhur olmayan anlâmında kullanmamaya gramer hatası yapmamaya (kıyasa muhalefet) dikkat edilir.
2. Kelâmda fesahat: Telaffuzu güçleştiren kelimelerin yan yana getirilmemesi (tenafur-I kelimât). (Örneğin: Şu köşe yaz köşesi şu köşe kış köşesi), zincirleme tamlama (tetâbu-I izâfât) yapmamaya (Örneğin: Ali'nin ceketinin cebinin içi); Cümle kuruluşunun sağlam olmasına, önce söylenecek sözü sona, sonra söylenecek sözü öne almamaya, sözün düğümlenmemesine dikkat edilir.
1. Kelimede fesahat: Aynı veya yakın mahreçten çıkan harflerin bir kelimede toplanmamasına (tenâfür-I hurûf), (er kalkılınca); kelimeleri meydana getiren harflerin kaynaşmasında telaffuz zorluğu olmamasına (mütenâfir) (ör. tartırttı); anlamı herkes tarafından bilinmeyen kelimelere yer vermemeye (garâbet), kelimeyi vezne uydurmak için şeklini değiştirmemeye, çok anlamlı bir kelimeyi meşhur olmayan anlâmında kullanmamaya gramer hatası yapmamaya (kıyasa muhalefet) dikkat edilir.
2. Kelâmda fesahat: Telaffuzu güçleştiren kelimelerin yan yana getirilmemesi (tenafur-I kelimât). (Örneğin: Şu köşe yaz köşesi şu köşe kış köşesi), zincirleme tamlama (tetâbu-I izâfât) yapmamaya (Örneğin: Ali'nin ceketinin cebinin içi); Cümle kuruluşunun sağlam olmasına, önce söylenecek sözü sona, sonra söylenecek sözü öne almamaya, sözün düğümlenmemesine dikkat edilir.
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi terimi olarak Fesahat: Açık ve düzgün konuşma.
Benzer Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Terimleri:
- Zalim
Acımasız ve haksız davranan, kıyıcı, zulmeden.
- Sikâye
Kâbe'yi ziyârete gelen hacıların sularını tedârik etmektir.
- Tevekkül
İnsanın, her konuda kendine düşen görevleri yerine getirdikten sonra s
- Hamraul Eset (Hamrau'l Eset)
Medine'nin güneyinde bir yer adı, Hz Peygamber Uhud Savaşı'ndan sonra
- Nahle
Medine de bir yer.
- Uhud Savaşı
Mekkeli müşriklerle 625 tarihinde yapılan ve komutanın emrine uymanın
- Hürmet
Saygı; bir kimseye, bir şeye karşı dik- katli, özenli, ölçülü davranma
- Fecr-i Sadık
İkinci fecir, birinci fecirden sonra ufukta yatay şekilde görülen ağar
- Abdest
1- Namaz ve diğer bâzı ibâdetlerin yerine getirilebilmesi için yapılma
- Suikast
1- Gizlice cana kıyma ve kötülük etmeye kalkışma.
2- Bir devlet bü