Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi terimi olarak Fidye: 1- Meşru mazeretler sebebiyle bazı ibadetlerin yapılamaması veya ibadet sırasında eksikliklerin oluşması sebebiyle yerine getirilmesi gereken dinî yükümlülük.
2- Dinî bir mükellefiyeti yerine getirmeme hâlinde bir fakire verilen bedel. Bir özür nedeniyle ramazan ayının veya kazasının orucu tutulmadığı takdirde, tutulmayan her bir güne karşılık yaklaşık 750 gram buğday ve arpa gibi yiyecek maddelerinden fakirlere verilmesi gereken keffaret gibi.
2- Dinî bir mükellefiyeti yerine getirmeme hâlinde bir fakire verilen bedel. Bir özür nedeniyle ramazan ayının veya kazasının orucu tutulmadığı takdirde, tutulmayan her bir güne karşılık yaklaşık 750 gram buğday ve arpa gibi yiyecek maddelerinden fakirlere verilmesi gereken keffaret gibi.
Tarih terimi olarak Fidye: Bir kimsenin esirlikten kurtarılması için verilen para. Kurtulmalık. Kurtuluş parası. Kurtulma bedeli.
Genel Türkçe terimi olarak Fidye: Tutsak edilen veya rehin alınan bir kimsenin serbest bırakılması için istenen para.
Hac ve Umre terimi olarak Fidye: Yaşlanıp ölene kadar Ramazan veya kazaya kalmış oruçlarını tutamayanın veya iyi olmasından ümit kesilen hastanın (zengin ise) tutamadığı oruç karşılığında fakirlere vermesi gereken bedel.
Kur'an-ı Kerim terimi olarak Fidye: 1. Kurtuluş bedeli, kurtulmalık.
2. Esiri veya herhangi bir kişiyi içine düştüğü durumdan kurtarmak için verilen mal, para, fidyeyi necat.
3. Dince geçerli bir nedenden dolayı ibadetlerde meydana gelen bir eksikliğe karşılık olarak verilen mal, para.
2. Esiri veya herhangi bir kişiyi içine düştüğü durumdan kurtarmak için verilen mal, para, fidyeyi necat.
3. Dince geçerli bir nedenden dolayı ibadetlerde meydana gelen bir eksikliğe karşılık olarak verilen mal, para.
Benzer Kur'an-ı Kerim Terimleri:
- Görenek Bir şeyi eskiden beri görüldüğü gibi yapma alışkanlığı, âdet, alışkı.
- Salih 1. İyi, güzel, düzgün, faydalı, hayırlı. 2. Dinin emir ve yasakları
- Miras 1. Birine, ölen bir yakınından kalan mal mülk, para veya servet, kalıt
- Misk 1. Asya'nın yüksek dağlarında yaşayan bir tür erkek ceylanın karın der
- Dalâlet İman ve İslamiyet'ten ayrılmak. Hak ve hakikatten, doğru yoldan sapmak
- Kılavuz Yol gösteren, rehber, herhangi bir alanda ve konuda bilgi veren, yol y
- İfa Bir şeyi tam ve mükemmel bir biçimde yapma, yerine getirme, ödeme, eda
- Analiz Çözümleme.
- Şehadet Tanıklık, şahitlik, bir şeyin doğruluğuna inanma. Allah'tan başka tanr
- Vekil Birinin, işini görmesi işin kendi yerine bıraktığı veya yetki verdiği