Osmanlıca terimi olarak Hafız: Kur'an'ı ezberlemiş olan kişi.
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi terimi olarak Hafız: Kur'an-ı Kerim'i bütünüyle ezbere bilen kişiye hafız denir. Peygamberimize Kur'an-ı Kerim ayetleri birer birer indikçe inananlar bu ayetleri yazıyorlardı. İçlerinden bazıları da gelen ayetleri ezberliyordu. Böylece ta o zamanda Kur'an-ı Kerim'i ezberleme geleneği ortaya çıkmıştı. Bu gelenek yüzlerce yıldır Müslümanlar arasında hâlâ devam etmektedir.
Tarih terimi olarak Hafız: Kur'an-ı Kerim'i ezberlemiş olan kişi.
Yazma Eser (Hat-Tezhip-Ebru-Cilt-Minyatür) terimi olarak Hafız: Kur'ân-ı Kerîm'i tamamen ezberleyen ve ezberinde tutan kimse.
Müzik-Dans terimi olarak Hâfız: (Kur'an-ı Kerim'in tamamını ezberleyen kimse) Arapça' da "korumak ezberlemek" manasındaki "hıfz" kökünden türemiş bir sıfat olan "hâfız" (çoğulu, huffaz) sözlükte "koruyan, ezberleyen" anlamına gelip Kur'an'ın tamamını ezberleyene hâfız denilmiştir. Bazı rivayetlerde Kur'an-ı Kerim'in tamamını ezberlememiş olsa bile ahkamı konusunda geniş bilgi sahibi olanlara da "kurrâ" denildiği görülmektedir.
Hz. Peygamber (sav) bir hadislerinde "Sizin en hayırlınız Kur'an'ı öğrenen ve öğreteninizdir" buyurmuşladır. Kur'an öğrenimi ile ilgili teşviklerin çoğu onu sadece ezberlemeyi değil, manasını anlamayı, muhtevasına vakıf olup gereğince amel etmeyi amaçlamaktadır.
Kur'an'ı ezberleme müessesi Hz. Peygamber'den bu yana eksiksiz olarak süregelmiştir. Bu da Yüce Allah'ın Hicr suresi 9. ayetinin4 tecellisi olduğunu gösterir. Bu müessese kıyamete kadar da sürecektir.
Osmanlılar'da kıraat ilminde büyük bir gelişme olmuş ve binlerce hâfız yetişmiştir. Evliya Çelebi'nin verdiği bilgiye göre Amasya'da dokuz dârûlkurrâ vardı ve bunlardan sadece sultan Beyazıt Dârûlkurrâ'sında 300'den fazla hâfız bulunmaktaydı. Yine Evliya Çelebi'ye göre bu sayı İstanbul'da 3000'i kadın olmak üzere 9000 hâfız bulunmakta idi.
Cumhuriyetten bu yana Türkiye'de bulunan Kur'an kurslarının sayısı 5000'i aşmıştır. 1970'den bu yana Türkiye'de Kur'an kurslarında yetişen ve belge alan hâfız sayısı 30.000'den fazladır.
Osmanlı döneminde, bir çocuğun güzel sesli olduğu anlaşılınca hâfız olması için gerekli eğitim kurumuna verilirdi. Temayüz edenler, imparatorluğun her yöresinde tavsiye ile dersaadet'e (İstanbul'a) gönderilirdi. İstanbul'da musiki mahfillerine girerler ve usta müzisyenlerle dini ve lâdinî musiki meşk ederek ustalaşırlardı.
Hz. Peygamber (sav) bir hadislerinde "Sizin en hayırlınız Kur'an'ı öğrenen ve öğreteninizdir" buyurmuşladır. Kur'an öğrenimi ile ilgili teşviklerin çoğu onu sadece ezberlemeyi değil, manasını anlamayı, muhtevasına vakıf olup gereğince amel etmeyi amaçlamaktadır.
Kur'an'ı ezberleme müessesi Hz. Peygamber'den bu yana eksiksiz olarak süregelmiştir. Bu da Yüce Allah'ın Hicr suresi 9. ayetinin4 tecellisi olduğunu gösterir. Bu müessese kıyamete kadar da sürecektir.
Osmanlılar'da kıraat ilminde büyük bir gelişme olmuş ve binlerce hâfız yetişmiştir. Evliya Çelebi'nin verdiği bilgiye göre Amasya'da dokuz dârûlkurrâ vardı ve bunlardan sadece sultan Beyazıt Dârûlkurrâ'sında 300'den fazla hâfız bulunmaktaydı. Yine Evliya Çelebi'ye göre bu sayı İstanbul'da 3000'i kadın olmak üzere 9000 hâfız bulunmakta idi.
Cumhuriyetten bu yana Türkiye'de bulunan Kur'an kurslarının sayısı 5000'i aşmıştır. 1970'den bu yana Türkiye'de Kur'an kurslarında yetişen ve belge alan hâfız sayısı 30.000'den fazladır.
Osmanlı döneminde, bir çocuğun güzel sesli olduğu anlaşılınca hâfız olması için gerekli eğitim kurumuna verilirdi. Temayüz edenler, imparatorluğun her yöresinde tavsiye ile dersaadet'e (İstanbul'a) gönderilirdi. İstanbul'da musiki mahfillerine girerler ve usta müzisyenlerle dini ve lâdinî musiki meşk ederek ustalaşırlardı.
Kur'an-ı Kerim terimi olarak Hafız: Kur'an-ı Kerim'i bütünüyle ezbere bilen bir başka deyişle başından sonuna kadar ezberleyip okuyabilen kimse.
Benzer Kur'an-ı Kerim Terimleri:
- Mağrur Kurumlu, gururlu, kibirli, kendini beğenmiş.
- Kavim Aralarında töre, dil ve kültür ortaklığı bulunan, boy ve soy bakımında
- Şehit Allah yolunda veya Allah'ın kutsal kabul ettiği din, vatan, namus, mal
- Meddi Lîn Kolay ve yumuşak uzatılabilen med demektir.
- Kâinat Evren, dünya.
- Mizâç Huy, yaratılış, tabiat, karakter.
- Kültür Tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve man
- İma Dolaylı olarak anlatma, üstü kapalı olarak belirtme. Açıkça belirtilme
- Takdir Beğenme, beğenip belirtme, değer verme, bir şeyin değerini, önemini, g
- İsâr 1.Bir şeyi veya bir kimseyi diğerine üstün tutma, tercih etme. 2. D