Hukuk Terimleri Sözlüğü

Sponsorlu Bağlantılar

Dost Site

• Vakıf: tesis; başlı başına bir varlığı bulunmak
• Vakfiye: vakfedenin vakfa ilişkin bildirimini ve hakimin tescilini kapsayan bel
• Vakıa: Olay, gerçek, olgu. Vuku': Düşüş. Başa gelen, çatan büyük iş.
• Vakıf: Başlı başına bir varlığı bulunmak üzere bir malın belli bir amaca özgülenme
• Vâki: Vuku bulan, olan, olmuş.
• Valör: Bankacılıkta, faizin fiili olarak hesabına esas alınan tarihe valör denir.
• Varaka: belge; yazılı kağıt
• Varant: rehin senedi; umumi mağazaya tevdi edilen mallara ve tahıla ili&#
• Vareste (Bağışık): Mahkeme kararı ile duruşmaya katılmama izni.
• Vareste Tutulma: Muaf tutulma
• Varîd: gelen; vasıl olan; gerçek olan; varolan
• Vâridât: gelirler; devlet(kamu)gelirleri
• Vâris: mirasçı
• Varit: Gelen, bir yere ulaşan, meydana gelen, ortaya çıkan.
• Vasıl olmak: ulaşmak, erişmek

• Sponsorlu Bağlantılar

• Vasıf: Suçun hangi kanun maddesini ihlal ettiğine ilişkin olan hukuki tabir; nitel
• Vasıtalı Vergi: Vergi yükü, vergiyi verenden başka biri aracılığıyla oluşan vergi
• Vasıtasız Vergi: Vergi mükellefi önceden bilinen vergi
• Vasi: 1- Vesayet atındakinin hukuki işlemlerini yapan, mahkeme kararı ile atanan
• Vasiyet: Kişinin sağlığında tek taraflı irade açıklaması ile yaptığı ölüme bağlı tas
• Vatandaşlık: Bir hakiki şahsı bir devlete bağlayan hukuki bağdı
• Vaz-ı Kanun: Yasa koyucu
• Vaz': koyma; konulma (yürürlüğe koyma)
• Vazıyed etme: bir şeye veya bir işe el koyma
• Vazıyed Etme: Bir şeye veya bir işe el koyma
• Vaziyet: durum; hal
• Vecîbe: borç
• Veçhe: Yön, taraf
• Veçhile: (bu) yönden; böylece; uyarınca
• Veda: Ayrılma, allah'a ısmarladık deme, bırakma, sonverme.

• Sponsorlu Bağlantılar