Şiir Nedir?
En eski edebiyat türü.Değişik sanat anlayışlarına bağlı olarak çeşitli tanımları yapılmış, şiirin tanımlanamayacağı da öne sürülmüştür. Yine de genelde, şiirin ritme ve imgeye dayanan, kendine özgü dili ve söyleyiş özelliğiyle estetik etkilenmeler yaratıcı bir söz sanatı olduğunda birleşilmektedir. Türkçede şiir karşılığı koşuk, yır, özün gibi sözcükler önerilmişse de hiçbiri yaygınlaşamamıştır. Bugün koşuk, nazım karşılığı kullanılmaktadır. Ayrıca nazımla şiiri birbirine karıştırmamak gerekir. Birincisi yalnızca bir anlatım yoludur. Geçmişte şiirin uyak, ölçü, nazım biçimleri gibi biçimsel özelliklerden ayrı düşünülmeyişi şiirle nazmın eşanlamlı sayılmasına yol açmış, giderek şiir "mevzun ve mukaffa (ölçülü ve uyaklı) bir söz sanatı" olarak tanımlanmıştır. Günümüzde bu anlayış aşılmıştır. Araştırmacılar edebiyatın şiirle başladığında birleşmektedirler. Buna göre ilk şiirler müzik ve dansla iç içedir. İlkel duaların sesçil ve ritimli, eğretileme ve ses yinelemelerinden yararlanan bir yapıda oluşları bunun kanıtıdır. Ayrıca kültür tarihinin her döneminde rastlanan iş türküleri de belli bir ezgiye ve ritme dayanmaktadır. Zamanla dans bir yana bırakılmış, türkü ortaya çıkmıştır. Bu aşamada şiirin biçimini müzik belirlemiştir. Şiirin müzikten ayrıldığı aşamada ise ezgiden bağımsız, yalınlaştırılmış bir ritim düzeni biçimi oluşmuştur. Son aşama, ritim düzeninden kopulması ve iç bütünlüğü olan bir öykü anlatılmasıdır. Düzyazıya geçiş bu aşamada gerçekleşmiştir. Eski Yunan'da şiir lirik, epik ve dramatik olmak üzere üç çeşite ayrılmıştır. Duygusal şiirler lirik, savaş ve kahramanlık şiirleri epik, eylemi kişilerle canlandıran şiirlerse dramatik olarak nitelenmiştir. Ayrıca doğa güzelliklerini konu edinen şiirlere pastoral, öğretici şiirlere didaktik, yergi şiirlerine de satirik denilmiştir.