Ankara Antlaşması
(20 Ekim 1921)Fransa ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti arasında imzalanan antlaşma. I. Dünya Savaşı'nda, savaşın sonuna kadar Almanya'ya karşı birlik ve beraberliklerini koruyan İtilâf Devletleri (İngiltere, Fransa ve İtalya) savaştan sonra bu birlik ve beraberliklerini sürdüremediler. Her devletin ulusal çıkarları ağır basmaya başladı. Osmanlı topraklarının paylaşılması ve Avrupa'da Almanya'ya karşı izlenecek politika konusunda üç devlet arasında, giderilmesi olanaksız ve ileriki yıllarda, dünya tarihinde çok önemli olaylara yol açacak anlaşmazlıklar belirdi. 1915 yılında İngiltere-Fransa-Çarlık Rusyası-İtalya arasında yapılan ve Osmanlı Devleti'nin topraklarının taksimini düzenleyen antlaşmaya göre Musul, Fransa'nın payına düşüyordu. Bu antlaşmaya rağmen Musul daha sonra İngiltere'nin payına düştü. Savaştan sonra Fransa ve İngiltere'nin Almanya'ya karşı politikaları da birbirinden çok farklıydı. Savaş sırasında Alman donanmasını yok eden İngiltere, artık Almanya'yı kendisi için tehlikeli bir rakip olarak görmüyordu. Tersine, savaştan sonra kara Avrupası'nın en güçlü devleti hâline gelen Fransa'yı kendine rakip görmeye başlamıştı. Bu bakımdan Almanya, İngiltere için Fransa'nın gücünü dengeleyecek bir devlet hâline geldi. İngiltere yavaş yavaş Almanya'ya yanaşırken Fransa'dan uzaklaşmaya başladı. Ayrıca Anadolu'da İngiltere'ye göre çok daha fazla sermaye yatırımı yapmış olan Fransa, Anadolu'daki savaştan İngiltere'ye göre çok daha fazla zarar görmeye başlamıştı. Bütün bu etkenler Fransa'yı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti ile anlaşmaya itti. 9 Haziran 1921 tarihinde Fransız temsilcisi Franklin Bouillon Ankara'ya geldi. Yapılan görüşmeler sonucu 20 Ekim 1921'de her iki devlet arasında Ankara Antlaşması dediğimiz antlaşma imzalandı. Antlaşma on üç maddeden ibaretti. Bu antlaşmaya göre her iki devlet arasında savaş hâli sona eriyor, bugünkü Suriye sınırı (Hatay sınırı dışında) çiziliyor, Hatay'a özel bir yönetim biçimi tanınıyor, Suriye'de Fırat kıyısında bulunan Caber Kalesi denilen küçük bir toprak parçası Türkiye'ye bırakılıyordu.