Ayastefanos Antlaşması
İstanbul yakınlarında, bugünkü adı Yeşilköy, eski adı Ayastefanos olan yerde Osmanlı Devleti ile Çarlık Rusyası arasında imzalanan barış antlaşması (3 Mart 1878). Doksanüç Harbi de denilen 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı, Osmanlı ordularının Balkanlar'da ve Doğu Anadolu'daki bazı başarılarına karşın, Osmanlı Devleti'nin ağır bir yenilgisiyle sonuçlandı. Önce 31 Ocak 1878'de Edirne Mütarekesi imzalandı. Daha sonra çarlık ordularının başkomutanlık karargâhının bulunduğu Ayastefanos'ta asıl barış görüşmelerine başlandı. Barış antlaşması burada 3 Mart'ta Osmanlı delegeleri Saffet Paşa, Sadullah Bey ile çarın temsilcileri İgnatiev ve Nelidov tarafından imzalandı. 29 maddeden oluşan antlaşmanın başlıca maddeleri şunlardı: 1. Karadağ, Sırbistan ve Romanya prenslikleri bundan böyle bağımsız olacaktır. 2. Osmanlı egemenliğinde, fakat iç işlerinde serbest bir Bulgaristan Prensliği kurulacak ve bu prensliğin sınırları Tuna Nehri'nden Ege Denizi'ne kadar uzayacaktır. 3. Osmanlı Devleti, Çarlık Rusyası'na 1.400.000.000 ruble savaş tazminatı ödeyecek, ancak bu savaş tazminatının bir kısmına karşılık Ardahan, Kars, Batum ve Doğubeyazıt (Karaköse) vilâyetleriyle, Dobruca, Çarlık Rusyası'na bırakılacaktır. Bu toprakların Rusya'ya bırakılmasından sonra Osmanlı Devleti'nin ödeyeceği savaş tazminatı 400.000.000 rubleye inecektir. Ancak büyük devletlerin, özellikle İngiltere'nin çıkarları araya girince bu barış antlaşması uygulanamadı. Özellikle Süveyş Kanalı'nın açılmasından sonra Akdeniz, İngiliz İmparatorluğu için olağanüstü derecede önem kazanmıştı; İngiliz sömürgelerini İngiltere anavatanına bağlayan deniz yolları, Akdeniz ve Süveyş Kanalı'ndan geçiyordu. Bu bakımdan Akdeniz'i ve Akdeniz'deki ticaret yollarını uzaktan yakından ilgilendiren her sorun İngiltere'de büyük bir duyarlılıkla karşılanıyordu. Çarlık Rusyası'nın himayesinde kurulan Bulgaristan Prensliği'nin Ege Denizi'ne çıkması, Akdeniz'de İngiltere'nin, öteden beri Asya ve Akdeniz üzerinde İngiltere ile rekabet ve üstünlük mücadelesi içinde olan Çarlık Rusyası gibi güçlü bir devletle komşu olması anlamına geliyordu ki, İngiltere'nin bunu hoş karşılaması mümkün değildi. Ayrıca kendine gelişme alanı olarak Balkanlar'ı seçmiş olan, Selânik Limanı'ndan Akdeniz'e açılmayı plânlayan Avusturya-Macaristan da, Çarlık Rusyası'nın Balkanlar'da kuvvetli nüfuz sahibi olmasına göz yumamazdı. Bu bakımdan Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, Ayastefanos Antlaşması'nın Avrupa'da toplanacak bir kongrede yeniden görüşülmesini istedi ve bu isteği İngiltere tarafından desteklendi. Hatta İngiltere, Çarlık Rusyası'na karşı savaş hazırlıklarına bile girişti. Çarlık Rusyası bu baskılara karşı koyamadı ve Berlin'de toplanacak bir kongrenin Ayastefanos Antlaşması'nı gözden geçirmesini kabul etti.