Babil Kenti
Antik dünyanın en büyük kentlerinden biri. Fırat kıyısında ve bugünkü Bağdat'ın 100 km. kadar güneyindeydi. Kentin önem kazanması İ.Ö. 2000 yıllarına rastlar. İ.Ö. 1800-1500 yılları arasında Hammurabi'nin kurduğu I. Babil Devleti'nin başkenti oldu. Nabupolassar ve oğlu II. Nabukadnezar zamanında (İ.Ö. 6. yüzyıl) altın çağını yaşadı. Özellikle Nabukadnezar'ın hükümdarlığı sırasında genişletilip güzelleştirildi. Nabukadnezar'ın Babil'i, Fırat'ın ikiye böldüğü büyük bir dörtgen plana göre kuruluydu. Bronz kapıları olan kent 16,5 km. uzunluğunda, mavi tuğlalarla örülmüş iki surla çevriliydi. Eski Çağ'ın en görkemli tapınaklarından bazıları Babil'deydi. Bunların en ünlüleri, Babil'in Baştanrısı Bel Marduk adına yapılmış tapınakla, bazı bilginlerin Babil Kulesi ile özdeşleştirdiği Zigurat'tır. Zigurat'ın yakınında "Babil'in Asma Bahçeleri" yer alıyordu. İ.Ö. 539'da II. Keyhüsrev tarafından ele geçirilen Babil, Persler zamanında da büyük bir kent olarak ayakta kaldı. İ.Ö. 4. yüzyıldan itibaren zamanla unutularak yıkılıp gitti. Babil, 1899-1917 yıllarında Robert Koldewey başkanlığındaki Alman arkeologlarınca gün ışığına çıkarıldı.