Behçet Hastalığı
1937'de ilk kez Türk hekim Ord. Prof. Hulusi Behçet tarafından tanımlanarak 1947'de onun adıyla tıp literatürüne geçmiş hastalık. Ağız ve üreme organları çevresinde yaralar, gözlerde iltihaplanma gibi belirtilerle kendini gösterir. Süreğen ve zaman zaman depreşen bir hastalıktır. Mukoza üzerindeki yaralardan başka, deri döküntüleri, eklemlerde ve toplardamarlarda iltihaplanmalar, sinir ve sindirim sistemi bozuklukları ve yüksek ateş, hastalığın depreştiği dönemlerde ortaya çıkan belirtilerdir. En çok Akdeniz ülkeleri ile Japonya'da görülen Behçet hastalığının bir virüsten ileri geldiği düşünüldüyse de, nedeni kesin olarak bilinmemekte, tedavisi için genel olarak bağışıklık sistemini kuvvetlendirici ve vücuttaki iltihaplanmayı durdurucu ilâçlar kullanılmaktadır. Hastalık, sinir ve sindirim sisteminde yoğunlaştığı zaman yapılan tedavide başarı kaydedilememekte ve hasta yaşamını kaybetmektedir.