Bilgi Kuramı Nedir?
Bilgi edinme olgusunu özneyle nesnenin, yani bilgiye varanla bilgisine varılanın karşılıklı ilişkisi içinde ele alan inceleme alanı. Bilgi kuramı, bilginin oluşum koşullarını incelemekle felsefenin temelini oluşturur. Buna göre bir felsefeyi doğru olarak kavramak her şeyden önce onun içerdiği ya da onun dayandığı bilgi kuramını doğru olarak anlamakla olasıdır. Bir bilgikuramı, ilgili olduğu felsefeye temel özelliklerini kazandırır. Sorun her şeyden önce bilginin hangi koşullar altında oluştuğu, bu oluşumda özneyle nesnenin karşılıklı konumunun ne olduğu, özel olarak bilgi edinme işinde öznenin mi yoksa nesnenin mi daha etkin öge olduğu sorunudur. Buna göre bizim açımızdan bir felsefenin ülkücü mü yoksa gerçekçi mi olduğunu kabataslak da olsa belirlemek olasılığı kendini gösterir. Bilgi edinmede özneyi yoksarcasına nesneye ya da nesneyi yoksarcasına özneye ağırlık vermek olasılığı elbette yoktur. Felsefede buna göre mutlak ülkücülük ya da mutlak gerçekçilik de yoktur. Önemli olan, bilginin hangi koşullarda oluştuğunu belirlerken öznenin mi yoksa nesnenin mi daha baskın ya da daha etkin olduğunu göstermektir. Öbür türlüsü kutuplardan birini ortadan kaldıracağından bilginin varlığını da tehlikeye düşürecektir. Bilgi kuramı felsefe için belirleyici bilgi alanı olmakla, bir felsefe içinde çeşitli bölümler arasında tutarlılığı güvence altına alan temel ölçüttür. Örneğin, bir felsefede devlet anlayışının estetik anlayışıyla uyuşması ya da daha doğrusu bir bütüne katılırcasına doğal bir biçimde yan yana gelmesi böyle bir ölçütün sağladığı tutarlılıkla olacaktır. Bir felsefede bilgi kuramı ayrıca açıklanmış da olsa bütüne az çok örtülü bir biçimde ve elbette sonradan ortaya çıkarılıp apaçık gösterilecek bir biçimde dağılmış da olsa, temel belirleyici öge olarak açıklığı, tutarlılığı sağlar. Bilgi kuramı bu yüzden yüzyıllar boyunca felsefenin temel kaygısını oluştururken, bir terim olarak ancak 19. yüzyıldan sonra kullanılmaya başlanmıştır. Birçok filozofun gözünde felsefenin temelini kuran bilgi kuramı bazı filozoflarca gereksiz görülmüştür. Bilgi kuramını gereksiz görenler, onu daha çok bilgiciliğe açık, kurgusal bir üretim alanı olarak değerlendirmişlerdir.