Bolu Şehri
Batı Karadeniz bölümünde il. Kuzeyde Zonguldak, Karadeniz, batıda Sakarya, Bilecik, güneyde Ankara, Eskişehir, doğuda Ankara ve Çankırı illeri arasında kalır. İl merkezinin güneyindeki Köroğlu kütlesi (en yüksek doruğu 2.499 m.) hariç, dağlar az yüksektir ve genellikle 2.000 m.yi bulmazlar. Bu dağlar arasında, yukarı çığırlarında doğu-batı yönünde uzanan vadi olukları yer yer genişleyerek yüksek ova düzlükleri meydana getirir. Ana yollar buralardan geçtiği gibi, başlıca yerleşmeler de, birbirinden dik ya da basık dağlar, eşiklerle ayrılmış olan bu ovalarda kurulmuştur (Gerede, Yeniçağa, Bolu, Düzce, Seben, Mudurnu, Göynük ovaları). Bütün akarsular sularını ya Sakarya'ya ya da öteki ırmaklarla Karadeniz'e gönderirler. İl içinde ancak birkaç küçük göl vardır (Yeniçağa, Yedigöller ve Abant). Batı Karadeniz bölümünün tipik iklim koşulları iç kısımlara doğru bozulur ve yerini orta derecede yağışlı, kışları daha soğuk bir iklime bırakır. Fakat doğal bitki örtüsü Karadeniz özelliklerini daha iyi saklar. Bolu ili, orman bakımından Türkiye'nin en zengin köşelerinden biridir (% 40). Ekonomi tarıma dayanır. Başlıca ürünler; tahıl, fındık, patates, şekerpancarı ve tütündür. Yeraltı kaynaklarından işletilenler arasında linyit başta gelir (Bolu-Mengen arasında). Sanayi kuruluşları daha çok orman ürünlerini işleyen fabrika ve atölyelerdir. Büyük fabrika olarak Bolu Çimento Fabrikası sayılabilir. Ankara-İstanbul şosesi üzerinde ve bu iki büyük kente eşit uzaklıkta bulunması, ormanları, çevresiyle güzel bir tabiat yöresi olan Abant Gölü; bir plaj kasabası olan ve Ankara-İstanbul yoluna asfalt bir şoseyle bağlı bulunan Akçakoca, Bolu ve dolaylarına oldukça önemli bir turizm ve uğrak yeri canlılığı kazandırmıştır. Bolu ovasında kurulmuş olan Bolu, cumhuriyetin ilk yıllarında sönük bir kasabaydı. Özellikle 30 yıldan beri hızla gelişmekte olan Bolu'nun ilçelerinden bazıları 17 Ağustos 1997 depremi ve ardından oluşan depremde zarar gördü.