Erzurum İli
Doğu Anadolu Bölgesi'nde il ve bu ilin merkezi olan kent. Kuzeyde Artvin ve Rize, doğuda Kars ve Ağrı, güneyde Muş ve Bingöl, batıda Bayburt ve Erzincan illeriyle sınırlanır. Konya, Ankara ve Sıvas'tan sonra Türkiye'nin dördüncü büyük ilidir. İl merkezi Erzurum, Doğu Anadolu'nun en kalabalık kentidir. Ancak ilçe merkezleri fazla büyük değildir. 14 ilçesi içinde en önemlisi olan Pasinler'in nüfusu da ancak 48.000 kadardır. Erzurum'un yer şekillerini yüksek düzlüklerle (2.000 metreyi aşan platolar ve 1.500-2.000 metre arasında kalan yüksek ovalar) bunlar üstünde yükselen ve birçok yerde 3.000 metreyi aşan dağlar oluşturur. Yer şekilleri bakımından birbirinden farklı dört bölgeye ayrılır: a) İlin güney yarısında Karasu-Aras adı verilen dağlar; b) Kuzeyde Doğu Karadeniz Dağları'nın iç sıraları; c) Bu iki sıra arasında sularını Aras ve Karasu'ya gönderen ovalar dizisinin en genişleri olan iki ova (doğuda Pasinler ve batıda ondan Deveboynu eşiği ile ayrılan Erzurum Ovası); d) Kuzeydoğuda sularını Çoruh'a gönderen, aralarında ovaların da yer aldığı dağlık bölge. Başlıca akarsuları, Karasu (İran Körfezi), Oltu-Tortum (Çoruh'un kolu, Karadeniz) ve ilin doğusunda Pasinler Ovası dahil, bazı yörelerin sularını taşıyan Aras'tır (Hazar Denizi). İlin en önemli gölü, kuzeydoğuda, doğal bir set ardında oluşan Tortum'dur. Erzurum, Doğu Anadolu'da ve Türkiye'de kara ikliminin en çok egemen olduğu bölgedir. Kışlar uzun, çok soğuk, buzlu ve karlıdır. Yükseklik nedeniyle yazlar fazla sıcak değildir. Yağışların yıllık tutarları genellikle İç ve Güneydoğu Anadolu'dan fazla olmakla beraber orta derecededir. Yıllık yağış tutarı ortalaması 471 mm.dir. Karla örtülü ortalama gün sayısı 113.6, donlu günlerin sayısı 153.9'dur. Bu iklim koşulları altında doğal bitkisel örtüsü çayır (yazları da yeşil kalabilen otsu bitkiler) ve bozkırdır. Alanı oldukça az olan ormanlar (genellikle ladin, sarıçam, meşe), bazı dağların 2.000-2.500 m arasında kalan yamaçlarında görülür. Erzurum'da ekili toprakların genel alanı 200.000 hektara yaklaşırsa da, hayvancılık ve hayvan ürünleri ağır basar. Bu bakımdan Türkiye'nin başta gelen illerinden biridir. Tarım alanlarının büyük bir bölümünde tahıl ekimi yapılır. 1980 tarım ürünleri üretimi (bin ton olarak): Buğday 56,8; arpa 27,4; çavdar 14,5; mısır 4,4; baklagiller 5,9; endüstriyel bitkiler 122,46 (bunun 117.000 tonu patates). Meyve veren ağaç sayısı 643.000'dir. Bunun 156.000'ini elma ağaçları oluşturur. Sebze üretimi, hem genel üretimin azlığı, hem de çeşit bakımından sınırlılığıyla dikkati çeker. İldeki toplam hayvan sayıları (bin baş olarak, 1980): Toplam 3,963; at 37,3; inek 600,7; öküz 106,4; boğa 180,5; dana 286,1; koyun 2.377,4; kılkeçisi 309,9. Hayvansal ürünler (1980) (bin ton olarak): Süt 262,3 (koyun sütü 35,8; inek sütü 216,3); yapağı 2,6; et 5,5 (koyun eti 1,0, sığır eti 4,2); deri 124.290 adet. Yeraltı kaynakları içinde linyit önemli bir yer tutar ve birkaç yerde işletilir. Oltu taşı denilen bir tür siyah kehribardan süs eşyaları ve diğer bazı eşyalar yapılır. Bu taş, yöreye özgü bir el sanatı doğurmuştur. Başlıca endüstri kolları şeker, çimento, yem, süt ürünleri fabrikaları; et kombinası; Tortum Hidroelektrik Santralı'dır. Geçen yüzyıllardan beri, Karadeniz kıyısıyla (Trabzon) İran, Gürcistan ve Ermenistan sınırları arasındaki transit taşımacılığı, Erzurum topraklarından geçmekte, Erzurum başlıca durak ve ticaret merkezi işlevini sürdürmektedir. İlin ulaştırma bakımından en büyük kazancı, 1939'da batıdan gelen demiryoluna kavuşması olmuştur. Bugün Trabzon-Erzurum-İran şosesi, taşıma olanakları bakımından eskisine göre daha gelişmiş olduğu gibi, bu önemli transit yoluna ayrıca Avrupa-Batı Anadolu üzerinden Ankara-Sıvas-Erzincan yoluyla gelen şose de katılmıştır (TIR kamyonlarının başlıca yolu). Erzurum ilini kuzeye, güneye ve ilçelerine bağlayan yollar, yukarda adı geçenlere göre daha önemsiz kalır. Erzurum il merkezi ile, Anadolu'nun başlıca merkezleri arasında düzenli hava seferleri de kurulmuştur. Doğal koşullarının ve coğrafî konumunun elverişliliği yanında, önemli uygarlık merkezlerine yakınlığı, Erzurum'un Anadolu'daki en eski yerleşim merkezlerinden biri olmasını sağlamıştır. Bulunan bazı taş araçlar yöredeki yerleşimin geçmişini paleolitik döneme değin götürmektedir. İ.Ö. 9. yüzyılda Urartular bölgeye egemen oldular. Kimmer ve İskitlerin zaman zaman saldırısına uğrayan yöre, İ.Ö. 6. yüzyıl başlarında Medlerin eline geçti. Medleri Persler izledi ve İ.Ö. 4. yüzyıl ortalarında Erzurum, İskender İmparatorluğu'na katıldı. İ.Ö. 2. yüzyıl sonlarında yöreyi ele geçiren Partlar, İ.Ö. 1 yüzyılda yerlerini Romalılara bıraktılar. Romalıların yerini alan Bizanslılar kente Theodosiopolis adını verdiler. Kent birkaç kez Araplar ile Bizanslılar arasında el değiştirdi. Sonunda Erzurum Bizans'ın elinde kaldı (949). Kentin kesin olarak Türklerin egemenliğine geçmesi, Malazgirt Savaşı'ndan (1071) sonra oldu. Erzurum yöresi dirlik olarak Saltuk'un dedesi Ebu'l Kasım'a verildi. 13. yüzyıl başında Erzurum'daki Saltuklu egemenliği, yerini Selçuklu egemenliğine bıraktı. 13. yüzyıl ortalarında Erzurum İlhanlıların yönetimine geçti. İlhanlı Devleti'nin yıkılışından sonra, Erzurum yöresi uzun sürecek bir karışıklık dönemine girdi. Çeşitli beylikler arasındaki mücadelerle geçen bu dönem, ancak Osmanlı Devleti'nin yöreye egemen olmasıyla sona erdi (1514). Yüzyıllarca Türklerin yurdu olan Erzurum, I. Dünya Savaşı'nda Rus ordularının hedefi oldu. Sarıkamış yenilgisinden sonra Ruslar, Erzurum'a girdiler (16 Şubat 1916). Ancak Brest-Litovsk Antlaşması'ndan sonra Türk orduları kenti, Ermeni kuvvetlerini sürerek geri aldı (Mart 1917).