Eskişehir İli
İç Anadolu Bölgesi'nin Yukarı Sakarya bölümünde yer alan il ve bu ilin merkezi olan kent. Kuzeyde Ankara, Bolu, batıda Bilecik ve Kütahya, güneyde Afyonkarahisar ve Konya, doğuda Ankara illeriyle sınırlanır. Eskişehir ili topraklarının yer şekilleri, Sakarya ve en önemli kolu Porsuk Çayı ve bunlara karışan öteki küçük akarsuların yayıldığı düzlüklerle (bu düzlükler, Porsuk çığırı boyunca olduğu gibi, yer yer oldukça geniş ovalar meydana getirir) bu düzlükleri birbirinden ayıran ve genellikle doğu-batı yönünde uzanan ve dorukları 2.000 metreyi bulmayan dağ sıralarından meydana gelir. Kara ve demiryolları ve yerleşmelerin çoğu bu akarsu oluklarını izler. Yer yer geniş bir ufuk meydana getiren düzlükler, bunları belli yönlerde çevreleyen, bazılarının tepeleri masa gibi düz, bazılarının sivri, dişli dağ sıraları, hafif eğimlerle ovaya inen, sel yarıntılarıyla fazlaca parçalanmış yamaçlar vardır. İl topraklarında İç Anadolu'nun tipik bitkisel örtüsü olan bozkır egemendir. Yağışlar (dağlık kesimler hariç) azdır. Sıcaklık rejimi karasal niteliktedir. Örneğin 800 m yükseklikte kurulmuş olan Eskişehir il merkezinde en sıcak ve en soğuk ayların ortalamaları 21.5°C ve -0.8°C (temmuz ve ocak), kaydedilen maksimum ve minimum değerler ise 39.1°C ve -26.3°C'tır. Yıllık yağış ortalaması 373.6 mm.dir. Porsuk, Gökçekaya ve Sarıyar baraj gölleri dışında önemli doğal göl yoktur. Eskişehir il merkezi ve yakın çevresi endüstride az çok gelişmiş bir yöre olmakla beraber, il ekonomisi bütünüyle tarım ve hayvancılığa dayanır. Tarımın bazı kollarında da Türkiye çapında önem taşır. Bu durumu 1978 verilerine dayanarak daha iyi görebiliriz (üretimler bin ton, hayvan sayıları bin baş olarak): Tahıl 651 (buğday 392, arpa 243, Konya ve Ankara'dan sonra en çok arpa yetiştiren il), baklagiller 4.1, endüstri bitkileri 666 (şekerpancarı 665), yumru bitkiler 50 (patates 42), çeşitli meyveler (üzüm), çeşitli sebzeler; mevcut hayvan sayısı 1.403 (inek 88.1, koyun 858. tiftik keçisi 356); süt 56. Krom, lületaşı (ya hammadde olarak ya da işlenip çeşitli süs ve kullanma eşyaları olarak iç ve dış pazarlara satılır) ve Seyitgazi ilçesinde çıkarılan, yedekleriyle dünya ölçüsünde önem taşıyan bor mineralleri (Kırka kuruluşları) başlıca yeraltı kaynaklarıdır. En önemli endüstri kuruluşları da şunlardır: Devlet Demir Yolları'na ait Lokomotif Motor ve Vagon Fabrikası, şeker, çimento, süt mamulleri, beton direk, tuğla-kiremit, bitkisel yağlar, deri ve kösele, bisküvi, şekerleme, şarap, plastik eşyalar, madensel eşyalar vb. İl merkezi Eskişehir, İstanbul, Bursa, Ankara ve İzmir gibi Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde yer alan merkezleri birbirine bağlayan ana yollar üzerinde kurulmuş tarihsel bir kenttir. Arkeolojik çalışmalar ve tarihî kaynaklar, Eskişehir ili tarihinin çok eskilere, paleolitik döneme değin uzandığını ortaya koymaktadır. İlin ilk yerleşim merkezinin, bugünkü kent merkezine 3 km uzaklıkta, Porsuk Vadisi'nin kuzeyinde yer alan ve halkın Şarhöyük adını verdiği yerde olduğu sanılmaktadır. Bugün Eskişehir il sınırları içinde kalan Dorilaion kenti ise adını Eratrialı Dorileos'tan almıştır. İ.Ö. 15. yüzyılda, Hitit İmparatorluk döneminde Eskişehir yöresine "Masa" deniliyordu. Yörede sınırlı sayıda Hitit yerleşmesi vardı. Hititlerden sonra Eskişehir yöresinde kalıcı olarak yerleşenler Friglerdi. Frigler, İ.Ö. 1200'de Kavimler Göçü diye anılan göç sırasında, Güney Avrupa'dan ve Balkanlar'dan Anadolu'ya gelmişlerdi. İ.Ö. 7. yüzyılda Karadeniz kıyısından gelen Kimmerler ile Hazar Denizi'nin kuzeyinden yola çıkan İskitler (Sakalar) İ.Ö. 676'da Frig Devleti'ni yıktılar. Durumdan yararlanan Lidyalılar, Frigya topraklarını işgal ettiler. Sakarya Havzası İ.Ö. 546'ya kadar Lidya egemenliği altında kaldı. Yöre toprakları İ.Ö. 546'da Perslerin, İ.Ö. 331'de de İskender'in eline geçti. İ.Ö. 189'da Romalılar, Galat kenti Gordium'a girdiler. Roma İmparatorluğu'nun İ.S. 395'te ikiye ayrılmasından sonra, Eskişehir ve yöresi Bizans sınırları içine girdi. 1074'te Selçukluların eline geçen yöreye I. Alaettin Keykubat (1219-1237) döneminde Karacadağ'a yerleştirilen Kayı boyunun bir bölümü daha sonra Söğüt ve Domaniç'e yerleşti. Anadolu Selçuklu sultanının 1289'da gönderdiği bir fermanla Osman Bey uç beyi oldu ve İnönü ile Eskişehir kendisine verildi. 1299'da Osmanlı Devleti kurulunca da, bu yöre Cumhuriyet'e kadar Osmanlıların elinde kaldı. Geçen yüzyılın ortalarında küçük bir kasabayken, Balkanlar ve Kafkaslar'dan gelip buraya yerleştirilen göçmenler ve 19. yüzyılın sonunda demiryoluna kavuşması gibi nedenlerle büyüyüp gelişmeye başladı. Fakat kentin asıl gelişmesi Cumhuriyet döneminde gerçekleşti. Eskişehir, Türkiye'nin yedinci kalabalık merkezidir.