Isparta İli
Akdeniz Bölgesi'nin kuzeybatısında, Göller Yöresi'nde il ve bu ilin merkezi olan kent. Kuzey ve batıda Afyonkarahisar, doğuda Konya, güneyde Antalya ve Burdur illeriyle sınırlanır. Komşusu Burdur iliyle yerşekilleri bakımından kendine özgü yanları olan bir yörede yer alır. Antalya Körfezi'nin iki yanından İç Anadolu'ya sokulan Batı Toroslar'ın birbirine karıştığı bu yörede yerşekilleri başlıca üç ana başlık altında toplanabilir: a) Dağlar, b) Dağ sıraları arasında yerleşmiş ve onların doğrultularına uygun olarak sıralanan çukur ovalar, c) Bu ovaların en alçak kesimlerine yerleşmiş göller ve kapalı havzalar. Dağlardan başlıcası, Batı Toroslar'ın en kuzey kolu olan ve iki çukur alan arasında sürekli bir sıra meydana getiren Sultan Dağları'dır. Bu dağların batı etekleri il toprakları içinde kalır. Eğridir ve Kovada gölleri bütünüyle, Beyşehir ve Burdur göllerinin bir bölümü il sınırları içindedir. Bölgede kalkerli kayaçların çok yaygın olması, bir kısım akarsuların çığırlarının bazı kesimlerinde yeraltı akışı durumuna geçmelerine neden olur. Bu yeraltı suları, bazı mevsimlerde ovaların çukur yerlerinde yüze kadar çıkarak geçici göller ya da bataklıklar oluşturur. Akdeniz'in İç Anadolu'ya komşu bir yöresinde bulunan Isparta ilinin iklimi, Akdeniz ve İç Anadolu'nun ortak özelliklerini taşır. Sıcaklık rejimi bakımından İç Anadolu'ya yakınlık gösterirse de, yağış rejimiyle daha çok Akdeniz'in özelliklerine yakındır. Örneğin Isparta il merkezinde en soğuk ayın ortalaması 1,8° (ocak), en sıcak ayınki ise 23,2°dir (ağustos). 620 mm. olan yıllık ortalama yağışın mevsimlere düşen payları şöyledir: Kış 280, ilkbahar 199, yaz 59 ve sonbahar 101 mm. Görüldüğü gibi, en yağışlı mevsim kıştır ve kıyıdaki kadar belirli olmamakla beraber, yaz yine en kurak mevsimdir. Ormanlar az yer kaplar (% 10 kadar). Kuzeydeki ovalarda bozkır toplulukları, güney kesimde ise Akdeniz bitkileri daha egemendir. 1927'de 144 bin olan genel nüfus, 1980'de 350.000'e, 1985'te 382.844'e yükselmiştir. Tarımsal üretimler Türkiye bütünü içinde dikkati çekecek bir düzeyde değildir. Başlıca tarım ürünleri, tahıl, endüstri bitkilerinden şeker- pancarı, meyve ve çeşitli sebzelerdir. Hayvanlar içinde en çok besleneni koyun ve kılkeçisidir. Tarım hayatında dikkati çeken yan, Türkiye'de gülyağı üretiminin en önemli merkezi olmasıdır. Isparta çeşitli yeraltı kaynaklarına sahiptir. Bunlar içinde kükürt önemlidir. Etibank'ın Keçiborlu Kükürt İşletmesi Türkiye'nin bu alanda en büyük endüstri kuruluşudur. İldeki öteki endüstri kuruluşlarının başlıcaları da şunlardır: Sümerbank Halı Fabrikası, Tekel Şarap Fabrikası, çimento, yem fabrikaları, ayrıca birçok dokuma, boya, yün ipliği, kereste, tuğla-kiremit, tabakhane ve ilin her yanına dağılmış birçok halı tezgâhları vb. Akdağ'ın kuzey eteğinde, aynı adı taşıyan bir ovada kurulmuş olan il merkezi, Ege, Akdeniz ve İç Anadolu'yu birbirine bağlayan yollar üzerinde, ulaşım bakımından avantajlı durumdadır. Dinar-Karakuyu üzerinden Eğridir'e uzanan demiryoluna Bozanönü İstasyonu'nda 13 km'lik bir hatla bağlı olduktan başka, Ağlasun üzerinden Antalya'ya, Dinar üzerinden Denizli ve Afyonkarahisar'a, Eğridir-Beyşehir üzerinden Konya'ya ve Eğridir-Barla-Çay üzerinden de Eskişehir ve Ankara'ya düzenli şoselerle bağlıdır. Yapılan kazılar yörenin tarihöncesi çağlarda bile bir yerleşim yeri olduğunu ortaya koymuştur. Antikçağ'da Isparta'nın yerinde Baris kenti bulunuyordu. Pek önemli olmayan bu kentin adı Arap kaynaklarında "Sabarta" olarak geçmektedir. Anlaşıldığına göre şimdiki "Isparta" adı da "baris"in başına "Is" edatı eklenerek üretilmiştir. Yörede bulunan bir başka eski kent ise Augustus döneminin en önemli kentlerinden olan "Sagalassos"tur (Ağlasun). Roma İmparatorluğu'nun ikiye ayrılmasından sonra yöre Bizans sınırları içinde kaldı. Kasaba 1203-1204'te III. Kılıç Arslan tarafından alınarak Selçuklu yönetimine geçti. Selçuklu Devleti'nin dağılışı sırasında Hamitoğlu Beyliği'nin payına düştü. 1391'de ise Osmanlılara geçen Isparta, Hamit Sancağı'nın merkezi oldu.