Saray Nedir ?
Büyük, görkemli yapı. Esas olarak hükümdarların oturduğu büyük yapı anlamına gelir. Sözcük, Roma imparatorlarının saraylarını kurdukları Roma'daki Palatium Tepesi'nden türetilmiştir. Daha sonra İngiltere, Fransa ve İspanya'da piskoposluk ve başpiskoposluk yapılarına da saray dendi. Zaman geçtikçe de sözcüğün anlamı, ister kamu ister özel olsun, bütün büyük ve görkemli yapıları kapsayacak biçimde genişledi (örneğin adalet sarayı, sergi sarayı vb.). Bilinen en eski saray, Teb'deki Karnak Tapınağı'nın arkasında III. Tutmosis (hükümdarlığı İ.Ö. 1504-1450) tarafından yaptırılmıştır. Teb'de ayrıca III. Amenofis (hükümdarlığı yaklaşık olarak İ.Ö. 1417-1379) tarafından yaptırılmış bir sarayın da kalıntıları bulunmaktadır. Daha büyük saraylar Nemrut'ta, Ninova'da ve Asur'daki Horsabad'da kuruldu. Horsabad'da II. Sargon'un (hükümdarlığı İ.Ö. 721-705) sarayı Dur-Şarrukin 100.000 m2'den daha geniş bir alanı kaplıyor; iki büyük merkezî avlu çevresinde yer almış düzensiz bir çok oda ve küçük avlulardan meydana geliyordu. Plânları simetrik olan eski Babil saraylarında, yan yana sıralanmış oda grupları koridorla birbirine bağlanıyordu. İ.Ö. 6., 5. ve 4. yüzyıllarda Persopolis ve Sus'ta Pers kralları I. Darius, I. Kserkhes ve III. Artakserkses'e ait çok büyük saraylar yapıldı. Bu saraylar çift merdivenle çıkılan geniş bir platform üzerine inşa edilmişti. Bütün bu doğu sarayları hem ikametgâh olarak, hem de idarî ve dinî işlerde kullanılırdı.