Helenistik Dönemi
Doğu Akdeniz ve Orta Doğu uygarlık tarihinde, Büyük İskender'in M.Ö. 323 yılında ölümüyle Romalıların Mısır'ı ele geçirdiği tarih olan M.Ö. 30 yılları arasındaki Helenistik Dönem, Yunan uygarlığının egemen olduğu bir dönemdir. Bu dönem boyunca bir yandan Yunan kültürü yayılırken bir yandan da Yunan halkı diğer halklarla birliktelik kurmuş, Yunanlı ve Doğulu değerler ve kültürler iç içe geçmiştir. İskender'in ölümünden sonra birçoğu valilik yapmış olan komutanlar, egemenliklerini kurmak için uzun bir mücadeleye giriştiler. M.Ö. 323 ile M.Ö. 280 yılları arasında kalan kırk yılı aşkın bir süre boyunca yönetim ve topraklar sık sık el değiştirdi. Bu dönemdeki iktidar çatışmaları sonucunda yeni bir uygarlığın temelleri atıldı. M.Ö. 280 ile M.Ö. 160 yılları arasındaki dönem kültürel açıdan oldukça üretkendi. Bu dönemde pek çok bilim adamı yetişti. Matematik alanında Öklid, tarih alanında Polybios, coğrafya alanında Poseidonios, gök bilim alanında Aristarkhos, dil bilim alanında Dionysios, Thraks bunlardan yalnızca birkaçıdır.
Helenistik Dönemde felsefe alanında Epikürosçular ve Stoacılar etkilidir. Kütüphanesiyle ünlü İskenderiye şehri, bu dönemde yazarların ve bilginlerin toplandığı önemli bir kent olmuştur.
Helenistik Dönemde; Assos, Bergama, Magnesia, Efes, Tralleis (Aydın), Miletos ve Didyma gibi kentler yine öne çıkmış ve bu bölgelerde yaratılan mimarlık eserleri büyük ölçüde Roma sanatını etkilemiştir. Milo Venüsü, Samothrake Nikesi bu dönemde ortaya konmuş olan ünlü heykellerdir.
Helenistik Dönemde özellikle Makedonya, Mısır ve Suriye'de kurulmuş olan Helenistik krallıklar, M.Ö. 3. yüzyılın sonlarına doğru çökmeye başlamıştır. Helenistik Dönemin, Roma ordularının Mısır'ı ele geçirmesiyle sona erdiği kabul edilmektedir (M.Ö. 30)