Padişah 2. Abdülhamit Kimdir?
(1842 İstanbul - 1918 İstanbul) Osmanlı padişahlarının otuz üçüncüsü. Abdülmecit'in oğludur. Kardeşi V. Murat'ın tahttan indirilmesinden sonra, meşrutiyeti kabul edeceğine dair söz verdiğinden, 1876 yılında Osmanlı tahtına getirildi. 23 Aralık 1876'da meşrutiyet ilân edildi. 1876 yılı, Osmanlı Devleti için bir buhran yılıydı. Bosna, Hersek, Bulgaristan ayaklanmaları, Sırbistan ve Karadağ ile yapılan savaşlar imparatorluğu güç durumda bırakmıştı. Bu sorunları görüşmek üzere İstanbul'da uluslararası bir konferans toplandı. Ancak bu konferanstan olumlu bir sonuç alınamadı. Bunun üzerine 1877-78 Osmanlı-Rus savaşı çıktı. Osmanlı ordularının Plevne ve Doğu Anadolu'daki başarılarına rağmen savaş, Osmanlı Devleti'nin yenilgisiyle sonuçlandı. Önce Ayastefanos, daha sonra da Berlin antlaşmaları imzalandı. Abdülhamit bu olayları bahane ederek 14 Şubat 1878'de meşrutiyet meclislerini dağıttı ve kişisel yönetimini kurdu. Bu dönemde Avrupa'da Alman Birliği kuruldu (1870). Birliğini kurduktan kısa bir süre sonra sanayi devrimini de tamamlayan Almanya ve ona katılan İtalya, dünya sömürgelerinin yeniden paylaşılması için isteklerde bulunmaya başladılar. Bir süre sonra Avrupa, bir tarafta Almanya, İtalya, Avusturya-Macaristan; diğer tarafta İngiltere, Fransa, Çarlık Rusyası olmak üzere iki devletler grubuna ayrıldı. Abdülhamit bu parçalanmadan yararlandı; onlarla kesin bir işbirliği hâlinde, fakat hiçbirine fazla yaklaşmayan dengeli bir politika güttü. 1889 yılında Askerî Tıbbiye öğrencilerinin kurduğu İttihat ve Terakki Cemiyeti, Selânik'te çok hızlı bir gelişme gösterdi. Cemiyete bağlı genç subaylar, birlikleriyle dağlara çıktılar. Abdülhamit bu baskılara daha fazla karşı koyamadı ve meşrutiyeti yeniden ilân etmek zorunda kaldı (1908). Bir süre sonra, 31 Mart Olayı sonucunda, tahttan indirilerek (1909) Selânik'e sürgün edildi. Balkan Savaşı çıkınca ve Selanik tehlikeye girince İstanbul'a getirildi. Burada Beylerbeyi Sarayı'nda oturdu ve yine burada öldü. Abdülhamit döneminde 1881'de ilân edilen bir fermanla, tuz, içki, ipek ve balık avı vergilerinin toplanması ve damga resmi, Osmanlı Devleti'nden alacağı olanların temsilcilerinden oluşan ve Düyunu Umumiye İdaresi denilen uluslararası bir kuruluşa bırakılmıştı. Abdülhamit zamanı, ekonomik ve malî bağımsızlığın büyük ölçüde yitirildiği bir devir olmasının yanı sıra, Osmanlı Devleti için 17. yüzyıl sonlarında başlayan dağılma sürecinin de hızlandığı bir dönem oldu. Bu dönemde Kıbrıs (1878), Tunus (1881), Mısır (1882) ve Doğu Rumeli (1885) Osmanlı Devleti'nin elinden çıktı. Abdülhamit devrinin bu olumsuz yanlarına karşılık olumlu yönlerinden biri, oldukça yaygın bir eğitim faaliyetidir. Pek çok yerde ortaokul, lise ve askerî okullar, yükseköğrenim alanında da Hukuk Mektebi, Ticaret ve Hendesei Mülkiye Mektebi, Darülfünun açıldı.