Sosyal Bilgiler terimi olarak Tarikat: Aynı dinin içinde birtakım yorum ve uygulama farklılıklarına dayanan, bazı görüş veya birbirinden ayrılan, Tanrı'ya ulaşma ve onu tanıma yollarından her birine tarikat denir.
"Din mezheplere, mezhepler tarikatlere ayrılabilir."
"Tarikatler Osmanlı Devleti'nin kuruluşunda ve İslam'ın Avrupa'ya yayılmasında hizmet etmiştir."
"Yesevilik tarikatinin eşitlikçi, adil, hoşgörülü yaklaşımı ve İslam'ı Türkçe anlatması sayesinde Türkler arasında İslam dini yayılmıştır."
"Din mezheplere, mezhepler tarikatlere ayrılabilir."
"Tarikatler Osmanlı Devleti'nin kuruluşunda ve İslam'ın Avrupa'ya yayılmasında hizmet etmiştir."
"Yesevilik tarikatinin eşitlikçi, adil, hoşgörülü yaklaşımı ve İslam'ı Türkçe anlatması sayesinde Türkler arasında İslam dini yayılmıştır."
Osmanlıca terimi olarak Tarikat: Tasavvufa dayalı olan çeşitli islam doktrinlerine verilen ad.
Tarih terimi olarak Tarikat: Bir dinin içinde özellikle İslamlıkta tasavvufa dayanan ve kimi ilkelerle birbirinden ayrılan kollardan, Allah'a kendine özgü bir tarzda ulaşma savında olan yollardan her biri.
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi terimi olarak Tarikat: 1- Aynı dinin içinde birtakım yorum ve uygulama farklılıklarına dayanan, bazı ilkelerde birbirinden ayrılan, Allah'a ulaşma ve onu tanıma yollarından her biri.
2- Tasavvuf yolu; insanları mânen olgunlaştırmak, terbiye etmek, yetiştirmek için, tasavvuf büyüklerinin tâkib ettikleri yoldur.
2- Tasavvuf yolu; insanları mânen olgunlaştırmak, terbiye etmek, yetiştirmek için, tasavvuf büyüklerinin tâkib ettikleri yoldur.
Kur'an-ı Kerim terimi olarak Tarikat: Aynı dinin içinde birtakım yorum ve uygulama farklılıklarına dayanan, bazı ilkelerde birbirinden ayrılan, Allah'a ulaşma ve onu tanıma yollarından her biri.
Benzer Kur'an-ı Kerim Terimleri:
- Zarif Tavır ve davranışları beğenilen.
- İltimas 1. Haksız yere, yasa ve kurallara uymaksızın kayırma, arka çıkma. 2
- Serzeniş Farsçadan dilimize geçmiş olan kelimenin gerçek anlamı başa kakmadır.
- Tekebbür Kibirlenme, büyüklenme, böbürlenme, kendini üstün görme. Kişinin, kend
- Irk 1. Kalıtımsal olarak ortak fiziksel ve fizyolojik özelliklere sahip in
- Ashâb Sahabeler.
- İmâle Eğmek, bükmek, meylettirmek. Tecvitte, üstün harekeyi esreye veya elif
- Nankör Kendisine yapılan iyiliğin değerini bilemeyen, iyiliğe kötülükle karşı
- Dedikodu Başkalarını çekiştirmek ve kınamak üzere yapılan konuşma, kılükâl.
- İmtiyaz Başkalarına tanınmayan özel, kişisel hak veya şart, ayrıcalık.