-
Salik:
Arapça, giren demektir. Manâ olgunluğunu elde etmek üzere, tasavvuf yoluna
-
Sancaktar:
Sancak taşıyan kişiye denir. Aynı mânâda "alemdar" kelimesi de kullanılır
-
Sanduka:
Türbelerde, mezarların üzerine tahtadan sandık şeklinde yapılan ve üstüne y
-
Sanem:
Arapça, put demektir. Çoğulu asnâm. Kulu, Allah'a vuslattan alıkoyan her şe
-
Sarık:
Kavuk, börk, külah, fes ve emsali başlıklar üzerine sarılan tülbent veya şa
-
Sebil:
Arapça, yol anlamına gelir. Hayır ve sevab ümidi ile parasız su dağıtılan,
-
Secde:
Arapça, secde etmek, Allah'ı tazim için, yüzü yere koymak anlamını ifade ed
-
Sıdk:
Arapça, doğruluk demektir. Sır ve aleniyyenin (içte olanla, dışta olanın) e
-
Silsile:
Tasavvufi yolların hepsinde günümüzdeki mürşitten Hz. Peygamber'ekadar ula
-
Simya:
Farsça, kimya demektir. Bakırı altına çevirme hüneri, ilm-i Simya'yı mürşid
-
Sofu:
Arapça, sûfî kelimesinin bozulmuş şekli. Samimi dindar kişilere sofu denirk
-
Sûfî:
Arapça, yünlü, yün giyen anlamına gelen bir kelime. Hakk'a erişen kişiye sû
-
Sulh:
Arapça, barış anlamında mastar. Yapılan amel ve ibadetlerin kabul edilmesin
-
Sülük:
Arapça, yola girmek, yol almak demektir. Bir şeyhe bağlanan kişinin, belli
-
Şarap:
Arapça, içecek şey, anlamında bir kelime. Aşk ve muhabbet anlamına kullanıl
Sponsorlu Bağlantılar
-
Şem:
Mum, meşale anlamında Arapça bir kelime. Bu İlâhî bir nurdur. Sûfînin kalbi
-
Şer:
Arapça, kötülük demektir.
-
Şerbet:
Arapça, içecek demektir. İlâhî, feyz, ilâhî sevgi, aşk şarabı.
-
Şerbetlemek:
Yılan ve zehirli hayvanların zararından korunmak üzere, ocak adı verilen ki
-
Şeriat:
Şeriat, din manasına geldiği gibi dinin, ibadet ve muamelelere ait hükümler
-
Tasavvuf:
Tasavvuf insanın yüce yaratıcısına karşı ne kadar aciz olduğunun farkına va
-
Tefrika:
Arapça, ayrılık demektir. Dünyaya, masivaya dalmak, cem'den uzak kalmak
-
Tekke:
Tarikat etkinliklerinin yürütüldüğü yapılardır. Tekke, Farsçada dayanacak y
-
Telbîs:
Arapça, birbirine karıştırmak manasına bir kelime. Bir şeyin, zıddı olan sı
-
Telef:
Arapça, helak olmak, heder olmak demektir. Telef, ölümden ibarettir. Ölüm v
-
Telkin:
Arapça, birine bir söz anlatmak, öğretmek, dikte etmek anlamlarında kullanı
-
Usûl:
Yol ve Esas manasına gelir. Sûfinin mertebeler kat ederken uyması gereken e
-
Uzubet:
Arapça, bekârlık anlamına gelir. Tasavvuf tarihinin erken dönemlerinde, baz
-
Üç Aylar:
Hicrî takvimdeki Receb, Şa'ban ve Ramazan ayları için kullanılan bir tâbir.
-
Üfürükçü:
Nefes etmek, nüsha (muska) yazmak, fala bakmak, cin ve peri çarpmalarına, y
Sponsorlu Bağlantılar
DİĞER SAYFALAR :
Tasavvufi-Tasavvuf Terimleri Sözlüğünde 98 Terim Kayıtlı