Dil Nedir?
Genel anlamıyla, düşünceleri anlatan göstergeler sistemi. Gösterge, insanlar arasındaki anlaşmayı sağlayan her türlü simgedir. Dilbilim kurucularından Ferdinand Saussure'a göre "dil" taşıdığı toplumsal özellikler nedeniyle, bireysel nitelikte olan "söz" den farklıdır. Göstergeler sistemi olarak nitelendirilen dilin sözlü yanına "boğumlu insan sesiyle oluşturulan göstergeler sistemi" denilmektedir. İnsan dilini oluşturan sesler, belli sistemlere göre düzenlenip söylenen boğumlu seslerdir. Aslında bu ses öbekleri uzlaşmaya dayanır ve saymaca değer kazanmış ve belirli bir topluluk içinde tanınmış olması zorunludur. Klasik dilcilik, dilin kaynağı konusu ile artık ilgilenmemektedir. Ancak uzun yıllar dille ilgili sorunlar dilin kaynağı sorununda yoğunlaştırılmıştır. Özellikle felsefe alanında bu konuyla ilgili pek çok sav ileri sürülmüştür. İlkçağ Yunan felsefesinde dilin "fisi"mi (doğal), yoksa "thesi" (saymaca) mi olduğu uzun süre tartışılmıştır. Sofistler her toplumsal konuda olduğu gibi dilin de saymaca, insan eliyle kurulmuş olduğunu ileri sürmüşlerdir. İnsanlar arasındaki iletişimi sağlayan dil, konuşanın ruh durumuna ve toplum yaşamındaki görevlerine göre çeşitli adlar alır: "İç dil", "dış dil", "us dili", "duygu dili" gibi. Aynı zamanda aynı dilde çeşitli iletişim biçimlerini karşılayan değişik anlatım düzeyleri vardır. Örneğin günlük alandaki iletişimi sağlayan "günlük dil", konuşanlar kitlesinin kullandığı "halk dili", bilim yapma düzeyinde kendini gösteren "bilim dili" gibi. Diller daha genel bir sınıflandırmayla "yazı dili", "konuşma dili", "çocuk dili", "yetişkin dili" gibi adlar alır. Diller, bir ulusun yüzyıllardan beri konuşageldiği "anadili", kişilerin sonradan belirli eğitim ve öğretim kurumları aracılığıyla öğrendiği "yabancı dil" olarak da sınıflandırılmaktadır. Dilleri kullanılır olup olmamasına göre "ölü dil" (örneğin Lâtince), "yaşayan (canlı) dil" diye ikiye de ayırabiliriz. Uluslar topluluğundaki yerlerine göre de "ulusal dil", "resmî dil", "uygarlık dili" diye adlar alır. Uygarlık dili, yüksek kültüre erişmiş bir topluluğun kullandığı, çağa göre saptanmış belli bir biçimi olan ve komşu diller üzerinde etki yapabilecek denli güçlü ve yaygın dildir. Toplum içinde belli bir öbek tarafından kullanılan ve saymaca göstergelere alışılmışın dışında anlamlar yükleyen dile de "argo" denilmektedir. Bir dilin türlü halk tabakalarında gösterdiği evrelere göre de bir sınıflaması yapılabilir: "Lehçe", bir dilin yayılma alanının türlü bölgelerinde aldığı özel biçimleridir. Ağız ise daha küçük bir bölgenin konuşma biçimidir. "Patun" ise bir dilin, kültürü oldukça düşük bir bölgede aldığı yerel ve bozuk biçimidir. Diller arasında birtakım yakınlıklar da söz konusudur. Bu durumda akraba dillerden söz edilebilir. "Anadil ya da ortak dil", bir dil ailesine kaynaklık etmiş olan dildir. Anadilin türlü bölgelerde evrim geçirerek aldığı yeni biçimlere "oğul diller" denir. Diller yapılarına göre de değişik biçimlerde sınıflandırılmaktadır: "tek heceli diller" (Çince), "bitişken diller" (Türkçe), "yoğurucu diller" (Arapça), "sıralayıcı diller" (Bantu dilleri) gibi. Sözcük kökleri değişen dillere "bükünlü diller" (Arapça), sözcük kökleri değişmeyen dillere "bükünsüz diller" (Türkçe) adı verilmektedir. Bugün yeryüzünde kaç dil konuşulduğu kesin olarak bilinememektedir. Bu konuda yapılan araştırmalarda değişik rakamlar verilmektedir: Kimi araştırmacılar 3.000, kimileri 4.000, kimileri ise 5.000 dolayında dil bulunduğunu ileri sürmektedirler. En eski dil olarak da Sümerce (İ.Ö. 3500'e doğru) gösterilmektedir. Akadça ve eski Mısır dillerinin tarihi de 4. bin yıldan başlamaktadır. Çince'nin tarihi ise İ.Ö. 2. bin yıldan günümüze değin uzanmaktadır. Yeryüzündeki ölü ve yaşayan diller, benzer özellikler dolayısıyla birtakım "dil aileleri" biçiminde sınıflandırılmaktadır. Dünya dilleri arasında akrabalıklar, bütün diller için aynı kesinlikle söylenemez. Bazı dil aileleri kesin olarak bilinir, bazıları ise tartışmalı durumdadır. Bazı diller ise hiçbir öbeğe girmemektedir.