Diyojen Kimdir?
(İ.Ö. 413 Sinop-323, ?), Yunan düşünürü. Atina'da yaşadı. Kinik düşünce okulunun kurucusu Antisthenes'in öğrencisiydi. Platon tarafından "Çılgın Sokrates" adıyla nitelenen Diogenes, gerçek mutluluğa ulaşmanın yolu olarak zenginliği aşağılar, tutkulardan uzak durmayı öğütlerdi. Ona göre şan, şeref, bilim, zenginlik gerçek gibi görünürse de uydurma "iyi"lerdir. Erdemin en üstün "iyi" olduğu inancındaydı. Yaşamı da düşüncelerine uygun olarak geçmiştir. Ayakkabısız dolaşır, bir fıçı içinde yaşardı. Çeşmeden avucuyla su içen bir çocuğu görünce su tasının gereksizliğine inanmış, tasını atıp kırmıştı. Yapıtları kaybolmuştur. Kendisinden bir isteği olup olmadığını soran Büyük İskender'e, "Gölge etme başka ihsan istemem" deyişi; davranışlarını beğenmediği çoğunluğu küçümsemek için, Atina sokaklarında güpegündüz fenerle "adam" aramaya kalkışı; hareketi reddeden düşünür Zenon'un dersinde, ona cevap olarak kalkıp yürümeye başlaması, günümüze kadar ulaşan ünlü davranışlarındandır. Ömrünün sonlarına doğru tutsak düşerek satıldığı, sahibinin çocuklarına ders verdiği sanılmaktadır. Sinop'ta bir anıtı, Korint'te de adına dikilmiş bir sütun vardır.
Hakkında doğruluğu kuşkulu pek çok öykü anlatılan Kinik Diyojen hakkında, onun gündüzleri Atina sokaklarında elinde fenerle dolaşarak, dürüst bir adam aradığı söylenir. Atina'da gelenekçiliğe karşı bir tavır alan Diyojen, toplumdaki yapaylıklara ve uzlaşımsal değerlere meydan okumuş ve her tür yerleşik kuralın insanın doğallığına aykırı düştüğüne inandığı için toplumun tüm yerleşik kurallarına karşı çıkmayı, uzlaşımsal ölçü ve inanışların çoğunun boş olduğunu göstermeyi ve insanları yalın ve doğal bir yaşam biçimine çağırmayı amaçlamıştır.
Ona göre, sade bir yaşam tarzı, sadelikten başka, örgütlenmiş, dolayısıyla uzlaşımsal toplumların görenek ve yasalarını da önemsememek anlamına gelir. Diyojen, doğaya aykırı bir kurum olan ailenin yerini, kadınların ve erkeklerin tek bir eşe bağlı olmadığı, çocukların ise bütün toplumun sorumluluğunda bulunduğu doğal bir durumun alması gerektiğini savunmuştur. Diyojen yoksulluk içinde yaşadığı, halka açık yerlerde yatıp kalktığı ve yiyeceğini dilenerek topladığı halde, herkesin aynı şekilde yaşaması gerektiğini savunmamıştır. Onun tek amacı, kişinin en kısıtlı yaşam koşullarında bile, mutlu ve bağımsız olabileceğini göstermek olmuştur.
Diyojen'in 4 ilkesi:
- Diyojen'in savunduğu yaşam tarzının ilk ilkesi "kendine yetme", yani kişinin mutluluk için gerekli herşeyi kendi içinde taşıyabilmesi ilkesidir.
- İkinci ilke olan "utanmazlık", kendi başına zararsız olan bazı eylemlerin hiçbir şekilde yapılamayacağını öne süren uzlaşımları umursamamak anlamına gelir. Bu ilkeden yola çıkarak yerleşik davranış kalıplarına uymadığı için, kendi açısından sade ve doğal, toplumsal değerler açısındansa sefil denebilecek bir yaşam sürdüğü için Diyojen'e kinik denmiştir.
- Onun üçüncü ilkesi, yozluğu ve kendini beğenmişliği açığa vurmaktan ve insanları yenilenmeye yöneltmekten asla çekinmemek anlamında "sözünü sakınmazlık"tır.
- Diyojen'in dördüncü ilkesine göre, ahlaki yetkinliğe ancak yöntemli eğitimle, iradenin gücünü sınayan pratik egzersizlerle ulaşmak mümkün olabilir.
Diyojen'den Anekdotlar
Bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden başka hiçbir şeyi olmayan kibirli bir adamla karşılaşır. İkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek mümkün değildir. Mağrur zengin, hor gördüğü filozofa: Ben bir serserinin önünden kenara çekilmem, der. Diyojen, kenara çekilerek gayet sakin su karşılığı verir: Ben çekilirim!
Büyük İskender'e, kendisine "Bir dileğin var mı?" diye sorunca "Var, gölge etme, başka ihsan istemem" demiştir.
Bir gün çeşmeden avucu ile su içen bir çocuk görünce "Bu çocuk bana fazladan eşyam olduğunu öğretti" diye haykırıp su çanağını kırmıştır.