-
Mütekâmil:
Olgunlaşmış, gelişmiş, gelişkin.
-
Mütemadiyen:
Ara vermeden, sürekli olarak.
-
Müteradif:
Eş anlamlı.
-
Müttefik:
Biriyle söz ve güç birliği yapmış, antlaşma ile bağlı. Bağlaşık. Sovyetler
-
Müzaheret:
Yardım etme, arkalama, destekleme, arka çıkma.
-
Müzakere:
Bir konuyla ilgili fikir alışverişinde bulunma, oylaşma.
-
Naaş:
Ölen insanın vücudu, ceset.
-
Naçiz:
Değersiz, önemsiz.
-
Nahiye:
Bucak.
-
Nâmüsait:
Uygun olmayan, elverişsiz.
-
Nasyonal:
Ulusal.
-
NATO (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü):
İkinci Dünya Savaşı sonrası oluşan politik ayrımda. ABD önderliğinde Ruslar
-
Nazariyat:
Kuramlar.
-
Nazır:
Osmanlı Devleti'nde Bakanlar Kurulu üyesi, bakan, vekil.
-
Nefaset:
1- Nefis olma durumu.
2- Kıymetli olma durumu.
Sponsorlu Bağlantılar
-
Nesil:
Kuşak, çocuklar.
-
Nizam:
Düzen. Kural.
-
Nota:
Bir devletin başka bir devlete veya bunun elçisine yaptığı yazılı bildiri.
-
Nutuk:
Söz, konuşma.
-
Nüfuz:
İçine geçme.
-
Objektif:
Nesnel, yansız, tarafsız.
-
Obüs:
Top ve havan atan yüksek ve alçaktan atış yapabilen kısa namlulu bir top.
-
Oğan:
1- Güçlü, kuvvetli, etkili.
2- Tanrı.
-
Okka:
1,282 kilogram (1282 gram) veya 400 dirhemlik ağırlık ölçüsü birimi.
-
Oligarşi:
Devlet gücünün belli bir gruba, zümreye ait olması.
-
Onaylamak:
Yapılan bir işi doğru veya yerinde bularak kabul etmek (Tasdik etmek).
-
Ortodoks:
Hıristiyan dininin Ortodoks mezhebinden olan kimse.
-
Otonomi:
Özerklik, bağımsızlık.
-
Otorite:
Yetki, sözü geçerlilik.
-
Oturum:
Bir meclis veya kurulun görüşmek üzere aralıksız yaptığı toplanma (Celse).
Sponsorlu Bağlantılar
DİĞER SAYFALAR :
İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük Terimleri Sözlüğünde 701 Terim Kayıtlı